16 Kasım 2014 Pazar

Babam ve Ben

Bir sürü insan biliyorum ebeveynleri ile paylaşımları sınırlı ya da ebeveynleri zamanın gerisinde kalmış. Ben bu konuda çok şanslıyım.Arada hayatın tadı tuzu didişmeler olsa da babamla paylaştıklarım bambaşka şeyler ve daima "çok"lar.Çok sevmek,çok kızmak,çok özlemek,çok şaşırmak gibi :-)


Şanslı olduğum bir başka alan daha var.Bir çok insan babamdan daha genç olmasına karşın "bana bir şey öğretme" "bu yaştan sonra kim uğraşacak" filan der. Oysa benim babam öyle mi? Öğrenmeye,denemeye olan ölçülü tutkusu kabul etmeliyim ki takdire şayan. Daha iyi olabilmek, daha iyisini yapabilmek adına halen uğraşıp didinip durur.hayatı ve koşturmacaları,sorumlulukları bahane etmez. Bazen onu ,araştırmalarını yaparken izliyorum da ,ben olsam uğraşır mıydım bu kadar diye düşünmeden edemiyorum.

Aşağıda, onun son zamanlarda yaptığı araştırma ve tez yazılarından bir bölüm var. Bir kısmını birlikte araştırdığımız bu yazının sizin de ilginizi çekeceğine,size de faydası olacağına inanıyorum.

Faydalanın ama kopyalamayın haaaa;telif hakkı babama ait :-))

MÜZEDE  EĞİTİM

Müzeler, bir toplumun tarihi, kültürel, doğal vb. değerlerinin toplandığı, korunduğu ve eğitsel amaçlarla

sergilendiği mekânlardır.

Müzeler, eğitimde etkin olarak kullanılması gereken en önemli araçlardan birisi olmalıdır. Bu konuda

öğretmenlerin yeterli bilgi ve yaşantıya sahip olmamaları yüzünden müzeler eğitim amaçlı yaşanılan ve

tüketilen materyaller olma özelliğine sahip olamamaktadırlar.

Müze eğitimi öğrenciler açısından, sadece müzede gezmeleriyle sınırlı değildir, müzede eğitim programları

ve müze dışı eğitsel etkinlikleriyle bir bütündür.

 “Pratik ve kapsamlı bir eğitim ve öğretim için, vatan sınırlarının önemli merkezlerinde modern

kütüphaneler, nebatat ve hayvanat bahçeleri, konservatuarlar, sanat okulları, müzeler ve güzel

sanatlarla ilgili sergiler kurulması lâzım…” (1923)

Mustafa Kemal ATATÜRK

Öğrenmenin gerçekleşmesinin temel şartlarından birisi mümkün olabildiğince gerçek nesnelerle, gerçek

yaşantılar geçirebilmektir.(Sönmez, 1997, Kivinen ve Ristela, 2003). Eğitim sürecinde bize gerçek yaşantılar

olanağı sunan en etkili kurumlardan birisi müzelerdir. Müzelerin öğretme-öğrenme sürecinde etkin olarak

kullanılabilmesi tüm konu alanlarında anlamlı öğrenmelerin kazanılmasında en etkili anahtarlardan birisi

olabilecektir. Andrea Earl (1995), müzelerin önem ve işlevini şu sözleri ile özetlemektedir: “Geçmiş asla

ziyaret edemediğimiz yabancı bir ülkedir.

Birçok insanın müzelerle ilgili çok da olumlu olmayan yaşantıları vardır. Çünkü çoğu zaman müze kullanma

alışkanlıklarımız giriş-çıkış istikametinde yol almaktan öteye gidememektedir. Çoğu zaman müze ziyaretleri

şu ortak noktaları içermekte ve bu tür ziyaretler anlamlı yaşantıları sağlamaktan çok uzakta görünmektedir

(Hein, 1998):Oysa müzelerde daha etkin ve kalıcı yaşantıların geçirilmesi bu olumsuz yaşantıların

değişmesini sağlayabilecektir. Eğitim sürecinde yaşantının ve özellikle anlamlı yaşantılar geçirmenin

önemini, ifade eden eğitimcilerin en bilinenlerinden birisi de John Dewey’dir.

Dewey, eğitim sürecinde yaşantının gereği üzerinde önemle durmuştur. Ancak her yaşantının eğitsel

olamayacağını da belirtmektedir. Ona göre her gerçek öğrenme yaşantıdan kaynaklanmaktadır, fakat her

yaşantı gerçek ya da eşit derecede eğitsel nitelikli olamamaktadır. Eğitim ve yaşantı birbirleri ile eşit kabul

edilemez. Bazı yanlış yaşantılar, istendik olmayan öğrenmelere ve alışkanlıklara neden olabilmektedir.

Dewey’nin bu görüşleri müze eğitimi açısından iki önemli sonucu ortaya çıkarmaktadır. İlk olarak rutin

yaşantılar, bireyi öğrenme için uyarmamaktadır. Bir yaşantının eğitsel olarak önem taşıyabilmesi için hem

fiziksel hem de bilişsel yönünün bulunması gereklidir. İkinci nokta ise bir yaşantının, canlı, renkli ve ilginç

olması yeterli değildir, aynı zamanda yaşantının eğitsel olarak organize edilmesi zorunludur (Hein, 1998;

Constantino,2004)

Müzeler toplum için değil, toplumla birlikte çalışan kurumlar haline gelmelidir. Bu işbirliği özellikle

okulları ve öğretmenleri içermek zorundadır. Müzeler, okullara materyaller ödünç verme, sınıf dışı sunum

olanakları sağlama ve öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkıda bulunma gibi hizmetleri sunma

olanaklarına sahiptir (Rubin, 2006)

Müzelerin Eğitim İşlevi: Müzeler eskiden var olan sorumluluklarının yanında, bugün çok önemli bir

misyonu, eğitim misyonunu üstlenmişlerdir. Çünkü müze ziyaretlerinin sürekli olması, kültürlerarası

iletişimin canlı tutulabilmesi ve eğitim süreci içerisinde önemli bir rolü olduğunu benimsetebilmek için

eğitsel misyonunu yerine getirmek zorundadır. müze eğitiminde göz önünde bulundurulması gereken

noktalardan birisi müzeyi kullanma konusunda yeterli motivasyona ve bilgiye sahip olmayan kişilere hitap

edebilecek programlara ve etkinliklere yer vermek olacaktır.

Müzeler, okullar, üniversiteler ve kütüphanelerle karşılaştırıldığında, öğrenene farklı öğrenme olanakları

sunmaktadır. Müzeler, kimliğin oluşması için fırsatlar sunarlar. Müzede yer alan nesneler ve bilgi ile

ilgilenirken, ziyaretçiler kendilerini ve kendi kültürlerinin yansımalarını da keşfederler. Bu süreç öğrenenin

yeni bağlantılar kurmasını, anlam oluşturmasını ve öğrenmesini sağlar.

Müzelerin her zaman eğitimsel bazı amaçları olmuştur. Müzeler, serbest seçenekli ya da informal öğrenme

ortamları olarak tanımlanabilir.

Adıgüzel’e göre müze eğitimi, tüm yaşam boyu devam edebilir. Çünkü müze bir insanın her yaş döneminde

onun ilgisini çekecek imkânları sunar.

Bu öğrenme ile beş duyuyu kullanarak, keşfederek, araştırarak, bizzat uygulamalara katılarak daha kalıcı ve

etkili bir öğrenmeyi sağlayabilir. Ayrıca bu eğitim sistemi ister doğrudan bilime ve bilgiye, ister duygu ve

sezgilere yönelsin, bireye kattığı yaşantısal zenginliklerle ona yeni ufuklar açar, bilişsel ve duyuşsal açıdan

onu donatır ve onu daha yaratıcı bir alana yöneltir (Akt: Buyurgan, Mercin ve Özsoy, 2005).

Müze eğitiminin amaçları şu şekilde sıralanabilir (Buyurgan, Mercin ve Özsoy, 2005): Müzeciliğin tarihi,

türleri, amaçları ve işlevleri ile ilgili bilgiler edinebilme; müzeler, kültürler ve uygarlıklar, müze ve sanat,

müze ve eğitim, müze ve toplum konularında bilgiler edinebilme; müzeleri eğitim amaçlı kullanabilme

alışkanlığı edinebilme; bir müze ziyareti ile ilgili hazırlık ve süreçleri kavrayabilme; müzelerde yer alan

farklı kültürlere ait sanat eserleri ve tarihi eserlerdeki benzerlik ve farklılıkları fark edebilme; müzeleri

oluşturan farklı kültür ürünleri sayesinde, diğer toplumlara karşı saygıyı gerçekleştirebilme; müze ziyareti

sonucunda bir müze rehberi hazırlayabilme; müze çalışmasına dayalı olarak projeler hazırlayabilme; müzede

sergilenen sanat eserlerine ve tarihi eserlere karşı ilgiyi, değer vermeyi ve onları koruma bilincini

oluşturabilme; farklı konu alanlarına yönelik müzeleri kullanarak, daha kalıcı ve anlamlı öğrenmeleri

gerçekleştirebilme.

Müzede gerçekleşen öğrenme davranışları şu şekilde sınıflandırılabilir (Grant, 2005):

 1. Başlangıç Davranışları: Bu tür davranışlar;  etkinliği yapma, etkinliği geliştirmek için diğerlerini,

eğitimcileri izleme gibi aktiviteleri içerir.

2. Geçiş Davranışları: Bu tür davranışlar; etkinliği tekrarlama ve öğrenmeleri geliştirmek için olumlu

duygusal tepkileri oluşturma ve yansıtmayı içerir.

3. Gelişme Davranışları: Bu tür davranışlar; geçmiş yaşantılar ile yeni öğrenmeleri ilişkilendirme, bilgiyi

arama ve paylaşma ve böylece gelişme ve ilerlemeyi içerir. Bunlara ek olarak, değişkenleri test etme,

karşılaştırmalar yapma ve etkinlikten kazanılan bilgiyi kullanma gibi davranışlar da müze öğrenme

davranışlarına örnek olarak sunulabilir (Grant, 2005).

Müzede gerçekleşen öğrenmeler, okul öğrenmelerinden farklıdır. Müzelerde hem gerçek objeler vardır, hem

de ziyaretçilerin bunları inceleme olanakları mevcuttur. Müze öğrenmeleri informal, öz yönelimli, serbest

seçenekli ve yaşam boyu kavramları ile tanımlanabilir (Hughes, Jackson ve Kidd, 2007

Günümüzde artık eğitim ve öğretim faaliyetlerinin sınıf duvarları dışına çıkması bir zorunluluk hâline

gelmiştir. Tüm konu alanlarında, alana uygun müzelerde çalışmalar yapılabilmesi öğrenmenin daha anlamlı

ve kalıcı olmasını sağlayabilmektedir. Tarihin ve coğrafyanın öğretilmesinde ve ikisi arasındaki ilişkinin

fark edilebilmesinde özellikle tarihi müzeler ve arkeoloji müzeleri oldukça etkili araçlar olabilecektir (Altın

ve Oruç, 2007).

Eğitimde bu kadar önemli olanaklara sahip olan müzelerin ülkemizde çok da etkin kullanılamadığı ve müze

eğitiminin birkaç müze dışında müzeyi tanıtan afiş ve broşürlerle sınırlı olduğu görülmektedir.

Eğitimde, önemli fonksiyonlara sahip olan müzelerin etkin olarak kullanılabilmesi için öncelikle müze-okul

işbirliğinin arttırılması gereklidir.

Müzede toplumun eğitimi, müzenin kapsamına uygun olarak, öğretme ve öğrenme ilkelerinin ve müze

koleksiyonunun iyi bir analizi sonucu hazırlanmış programlarla mümkün olabilir (DuToit, 1998). Müze

eğitiminin tam anlamıyla gerçekleştirilebilmesi için müzelerimizde bazı köklü değişikliklerin ve yeniliklerin

yapılması gerektiği görülebilmektedir. Çünkü müze eğitiminin bu konuda deneyimli ve eğitimli bir ekip

tarafından gerçekleştirilmesi bir zorunluluktur.

Müzelerimizde bu konuda bazı çalışmalar yapılmaya başlanmıştır, ancak istenen düzeye ulaşılabilmesi için

uzun bir zamana ve çabaya ihtiyaç vardır. Bu nedenle, bu süreçte müzeleri bir şekilde zaten kullanmakta

olan öğretmenlerimize iş düşmektedir. Müzelere yapılan ziyaretlerin daha etkili ve anlamlı kılınabilmesi için

öğretmenlerin yapabileceği birçok etkinlik mevcuttur.

 Müze eğitimi programını hazırlamaya başlamadan önce öğretmenin aşağıdaki soruları cevaplaması daha

etkili bir müze ziyareti için yararlı olacaktır (Henderson ve Atencio, 2007):

  Müzenin fiziksel yerleşimi nasıldır?

 Müzeye asıl ziyaretten önce, ben müzeye gitmeli miyim?

 Müze ziyareti sırasında uyulması gereken kurallar nelerdir?

 Müzenin içeriği öğrencilerimin yaşına ve gelişim düzeyine uygun mu?

 Müzedeki hangi alanlar ya da sergiler görülecek?

 Ziyaret öğrencilerime bilimsel olgularla ilgili etkili ve anlamlı yaşantılar sağlayacak mı?

 Ziyaret öğrencilerime teknolojiyle ilgili etkili ve anlamlı yaşantılar sağlayacak mı?

 Ziyaret öğrencilerime müzikle ilgili etkili ve anlamlı yaşantılar sağlayacak mı?

 Ziyaret öğrencilerime sanatlarla ilgili etkili ve anlamlı yaşantılar sağlayacak mı?

 Kaynaklar, öğrencilerimin bağlantılar kurmaları ve öğrenmelerini genişletmeleri için uygun mu?

 Ziyaret sırasında zaman ya da başka bir sınırlama olacak mı?

 Müzede, öğrencilerime rehberlik edecek personel olacak mı?

 Müze içinde ya da dışında yemek yenilebilecek bir alan mevcut mu?

 Öğrenmeyi optimum bir düzeye getirmek için ziyareti nasıl düzenleyebilirim?

 Bazı interaktif sergiler için öğrencilerin önceden gruplar oluşturmaları gerekli midir?

KAYNAK:

1-Arş. Gör. Sıddıka Oruç Yrd. Doç. Dr. Bekir Necati Altın

 Hacettepe Üniversitesi/ Niğde Üniversitesi

İlköğretim Bölümü İlköğretim Bölümü

Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalı

2-Müzede Eğitim-Mardin Müzesi Yayını

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder