17 Kasım 2014 Pazartesi

Oturmaya mı Geldik?


"Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda" demiş ya şair..."ne ağlayacağım beee " diye içimden söylenerek diye uyandım bu sabah. O kadar işim var, o kadar yapmam gereken şey var, o kadar yetişmem gereken yol var ki kim istiyorsa o ağlasın, vallahi benim hiç vaktim yok.


Atasözlerine fena taktım bu ara. İşleyen demir pas tutmaz diye bundan demiş atalar herhalde. Başka zaman insanı ya da benim gibi duygusal sınıfında nitelendirilebilecek insanları bunalıma sürükleyecek bir çok şey yanımdan geçip gidiyor.Neden takmıyorum aldırmadığımdan mı?Haaayıııırr.Zamanım yok. Hayatın akışı içinde keyifle yer aldığınızda olumsuz her şeyi kabulleniyorsunuz.Yani bunu bir bakıma şöyle tanımlayabiliriz: olumsuzluklarla mücadele edip elinizden geleni yapıyorsunuz elbette ama hala devam ediyorsa yapacak bir şey yok deyip kabul ediyorsunuz. Çocukken anlamadığımız, ergenken isyan ettiğimiz,gençlikte edinmeye başladığımız bu şeyin adına yetişkinler olgunluk diyorlar.Fazlasına erenleri ise ferrarisini filan satıp bilge oluyor, o derece yani.

Ferrarim olursa satmam, bilge olmak niyetinde de değilim ama yaşam bana ne bahşetmişse bandıra bandıra yaşamazsam benim de adım Goncagül olmasın. Ne zor elde ediliyor gerçek gülüşler ve gerçek gülüşleri yaratan gerçek dostluklar. Kişiler, duygular gelip geçebiliyor ama kaçırdığınız fırsatların , yaratmaya çalıştığınız geleceğin her parçasının değeri baki kalabiliyor. Yolunu çizmeli ve kararlı olmalı.Zamanı gelince her şey olur, ben doğru olursam doğru olan da gelir beni bulur diyorum.İstanbul'a iki günlük uğrayışımda sevdiğim sanatçılarla rastlaşabilmem, tanışabilmem gibi. "Bir sakin ol Goncagül doğru zamanda doğru kişileri ve doğru akışı vereceğim ben sana"




Eeveeeeet, EGO yani Ankara Belediyesi ulaşım sistemleri diye özetleyebileceğimiz bu sistemin içerisinde kalabalıkla birlikte düzenli bir şekilde sürüklenirken felsefe bu kadar oluyor işte.Ankara'nın kocaman bir EGO'su var  :-) Gülümsemek için karşımda palyaço olmasına gerek yok.İyi işleyen bir akıl,bakmasını bilen göz,aile,dostlar,yapılacak bir sürü iş..daha ne ister insan? Hayat düşünenler için komedi hissedenler için  trajediymiş ve ben bu aralar gülümseyebildiğim için kendimi kutluyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder